3.03.2014

Özlüyoruz Müslüm Baba


Bugün 3 Mart. Müslüm Gürses bundan tam bir yıl önce bugün aramızdan ayrıldı.

Arabesk, özellikle 70’li  yıllardan itibaren  sosyal bir fenomen olarak hayatımıza girdi. İçinde barındırdığı bol acı ile minibüslerden meyhanelere, gecekondulardan, burjuvazinin lüks evlerine kadar geniş kesime uzandı. Bu müziğin devler liginde elbet ağırlıklı olarak erkek egemenliği yaşandı. Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Hakkı Bulut gibi isimler her dönem popüler oldular. Arabesk bir anlamda yoksul Anadolu delikanlılarının sıfırdan zirveye çıkmaları için bir araçtı.


Bu arabesk yıllarının kimine göre en Baba ismi Müslüm Gürses’ti. Çünkü Müslüm Baba, arabeskin çekirdeğini oluşturan yoksul ve ezilenlerin sesi oluyordu. Sınıfsal farklılığı dile getiren şarkıları ile bu halk kesimini can evinden vurdu. Arabeskin en koyusunu yapan bu adam toplumsal literatürümüze “damardan” diye bir kavramı sokmuştu. Öyle ki ilk başlarda entelektüel kesimin işi şakaya vurarak başlattıkları Müslüm Gürses hayranlığı, bir süre sonra realiteye dönüşmüştü. Bir zamanlar onun müziğine burun kıvıranlar, gün geldi onun konserlerine girmek için yer kapma savaşına girdiler. Anlayacağınız Müslüm Baba, bir dönem “arabeskin devletleştirilmesi” politikasına alet olmadan,  kendine özgü tarzıyla yoksul kesimden şehirli rock’çı gençliğe kadar dinleyici kitlesini genişletti. Her şey rağmen “Yakarsa dünyayı garipler yakar” diyerek en alttakileri unutmadan...

Müslüm Gürses bu noktaya sadece sanatı ile gelmedi. Tevazu dolu bir kişiliği, kendine özgü espritüelliği ve şahsına münhasır ses rengi ile bu halkın gönlünde sağlam bir yer edindi. Bu ülkenin hep kıyısından döndüğü “bir dönüşümün” en güzel örneğini gösterdi bizlere. Müslüm Gürses ağır ama küflenmemiş, kederli ama coşkusunu yitirmemiş, rafine zevklerin özel adamıydı. Bir küçük Türkiye’ydi aslında.

 Derin bir  "Ooof Ooof" çekip, seni özlüyoruz Müslüm Baba...

Müslüm Gürses - Sensiz Olmuyor İşte

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...