22.02.2014

Tesla'nın güvercinleri


Bay Tesla'nın tanıdığı öenmli insanlardan bazıları arasıra onu ziyarete geliyordu. Kimisi tıknaz, kare kafalı, koca göbekli Avrupalı adamlardı, kimisi de Amerikalı. Pia'ya Ölüm Işını'nı keşfetmek üzere olduğunu söylemişti, devlet görevlileri bu yüzden geliyordu ziyaretine. Almanlara karşı savaşıyorduk ve Savunma Bakanlığı'yla FBI Ölüm Işını'nın peşindeydi. Odasında güvercinleriyle yaşıyordu. Odayı temizlememize ancak hastalık korkusu yalnız kalma isteğine galip geldiğinde izin veriyordu. O zamanlar çok seviniyordum. Onun kötü şartlarda yaşamasını hiç istemiyordum. Garip fakat şefkatli biriydi, en azından aklına geldiği zamanlarda. 

Güvercinleri en iyi arkadaşlarıydı; kendi deyişiyle 'en samimi arkadaşları'. Penceresine gelen kuşları besliyordu. Hatta oraya yuvalayanlar için marangoza özel sepetler ve kafesler yaptırmış, içlerine yıkansınlar diye de bir suluk ve yem olarak da en sevdikleri üzüm çekirdeği, kenevir, kuşyemi karışımından koymuştu. Yerde ve mobilyalarda tüyler ve beyaz kalıntılar vardı. Temizlik arabamla odadan içeri girdiğimde kuytulardan kuşların sesleri gelirdi. 


Yirmi küsur sene önce ölmüş bir güvercinin resmini saklıyordu Tesla. Bazen beyaz güvercin diyordu ona, bazen de beyaz kumru. Bazı dillerde ikisi için aynı kelime kullanılıyor, demişti. O benim gerçek aşkımdı, kanatlarında gri tüyler olan beyaz bir güvercin. Daha sonraları onun güvercini bir erkeğin bir kadını sevdiği gibi sevdiğini okuyacaktım. Bu konudan hiç bahsetmemiş ama kuş hakkında başka şeyler anlatmıştı bana. Güvercinin, kalbinin mutlulukla doldurduğunu ve onun hasta olduğunu hissettiğinde ölene kadar yanından ayrılmadığını söylemişti. Öldüğünde de bedeninden parlak bir ışık çıkmış ve gözlerini kamaştırmıştı. İşte o an Bay Tesla kendisinin bu dünyada yapacak bir şeyinin kalmadığını anlamıştı. 

"Çaresizlik Kuyusu, Lydia Millet" 

Doves - Kingdom Of Rust

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...