11.12.2013

Yanık Saraylar


İki gündür karşı apartmandaki kadının intihar etmesini bekliyorum.
Belki de etmez;
Ne düşündüğünü bilmiyorum onun.
Gizli kapaklı bir amacı olabilir.
İki gün oldu tam.
Bir pencere bitince öbürüne geçiyorum, pencere önlerinde durmaktan bir vazgeçsem kurtulacağım.
Bütün pencereleri dolaşıyorum;
Kadın da o yüksek terasda çabuk, kaygan adımlarla yürüyor.
Terasın tehlikeli uçlarına gidiyor.
Duvara çıkıp ipleri, çamaşırları geriyor.
Gene de güvenim yok. "Benim kendisini penceremden gözetlediğimi bildiği için mahsus kalktı," diye geçiriyorum kafamdan.
Sık sık belinden tramvay caddesine sarkıp aşağıya bakıyor, iki kez art arda 'hayır' gibisine başını geri sallıyor.
Bundan ölmek istemediği anlamını çıkarıyorum.
Gene de kesin değil.
Yıllardır umutlanmadım.
Yeni bir anı defterime başlarcasına ara sıra başımı kaldırıp kadına bakıyorum.
O da bana bakıyor.
İçimden geçeni okuyor.
Bu yüzden kırık bana.
Çok kaygılı.
İkimiz de iyi değiliz.
Kendini kaldırıp atmak için ufak bir işaretcik bekliyor benden; benim elimden çıkmış bir insanmışçasına istediklerimi yapıyor, buna karşılık onun ölümünü göreyim istiyor.
Oysa kırmızı güllü perdemin ardında, hiçbir şeyi yönetmiyorum, içimden kadının işine karışmak gelmiyor.
Önlemek, kurtarmak istemiyorum...

"Sevim Burak"
 
Bora Ayanoğlu - Fabrika Kızı

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...