15.03.2013

Hoşçakal MSN



Bugün bir sanal iletişim efsanesi olan MSN Messenger tarihe gömülüyor. Önce ICQ vardı, sonra yerini MSN’e bıraktı. Bizler de karşı cinsle daha sosyalleşmeye! başladık. Evet dile kolay MSN’in 1999 yılında başlayan yolculuğu bugün sona eriyor. Firma, uygulamanın 300 milyon kullanıcısını , 8 Nisan’a kadar Skype’a yönlendirecek. Şİmdi kısaca akıllardan çıkmayan MSN klişelerini bir hatırlayalım isterseniz.

Bir sosyal platformda başlayan tanışmanın son noktası her zaman MSN olurdu. Efsane cümle ise “Burası kasıyo MSN var mı?” olurdu. Arkadaş muhabbetlerinde “Dün gece MSN’de taş gibi bir hatunla tanıştım” cümleleri havada uçuşurdu.

MSN’in en tuhaf özelliklerinden biri “Ne dinliyorum” özelliğiydi. En havalı şarkılar ile karşı tarafa müzik kültürünüz hakkında ipucu göndermek çok etkileyiciydi. Elbette dinlenilen şarkılar karşı tarafın ruh halini anlamak için önemli bir işleve sahipti.
 
“Havalı bir nick”, Şeçilen nick ne kadar etkileyici olursa karşı tarafı etkilemeniz o kadar basit olurdu. Genellikle seçilen nick’ler dönemin popüler dizilerine pararel olurdu. Miroğlu, Polat, Memati, Kuzey, Poyraz gibi isimler her dönem ilk on içerisinde yer alırdı. 
 
“Haydi titreşelim”; Daha selam, naber demeden muhabbate bir titreşim ile başlamak, Facebook alemindeki bir dürtmeye eşdeğer sayılırdı. Elbette fazla titreştirmek karşı tarafta rahatsızlığa neden olabiliyordu.

“Tuhaf görsel ve ses efektleri”; MSN’de her harfi farklı bir karakterde yazan cins insanlar eksik olmazdı. Özellikle ekranda aniden beliren o sulu kocaman öpücük insana “Oha” dedirtmeye yeterliydi.

“Kişisel ileti”; Kişisel iletiler kısmına yazılan özlü cümleler, ruhun aynası görevi görürdü. Yazılan iletiye göre adımları ölçülü atmak ve kuşu örkütmemek gizli bir MSN kuralıydı. Genelde yurdum gençliği için MSN kız düşürmek için kullanılan önemli bir iletişim aracıydı.

“Haydi cam açalım”; Bazı denyolar daha selam, naber demeden haydi cam açalım diyerek, niyetlerini ortaya sererlerdi. Erkek kişi “Haydi cam açalım, yüzünü çok merak ediyorum” diyerek konuya bir girizgah yapardı. . . Kız ise “ben biliyorum senin asıl neyi merak ettiğini” diyerek MSN’i suratına kapatırdı. Hızlı giden atın bilmem neyi seyrek düşer misali.
 
“MSN paralı olacakmış”; Bu şehir efsanesinin hiçbir zaman modası geçmezdi. Mutlaka mail kutuna “Bu mail’i bilmem kaç kişiye yollamazsan MSN paralı olacak” şekilinde spam’lar gelirdi. 
 
“Çevrimdışı görünüp, etrafı kolaçan etmek; Bunun bir de dışarıda gözüküp istediğin kişi ile konuşmak versiyonu vardı. “Ayşe neden yazmıyorsun?” Kız cevabı hemen yapıştırırdı. “Canım görmüyor musun dışarda yazıyordu. Bulaşık yıkarken anneme yardım ettim.”

“Kız MSN’i takas edilir”; Bu ritüel abazalığın doruklarında yaşayanlar için gizli bir alışveriş biçimiydi. Genelde verilen MSN ya fake çıkar ya da kızın abisine ait olurdu.

Evet iyisiyle kötüsüyle bir neslin en gözde iletişim aracı tarihe gömüldü. Artık bahtımızı, aşkımızı, arkadaşlarımızı başka sosyal iletişim platformlarında aramaya devam edeceğiz. Yabancılaşmanın doruklarında, apartman dairelerine sıkışmış hayatlarımızda, hiç yüzyüze gelip iki kelam söz etmeden. Tatsız, tuzsuz, yavan bir yemek gibi.

Glass Candy - The Possessed

Little Boots - Motorway

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...