11.07.2013

Hayalet Oğuz


Bugün tanımadığım bir yatakta uyandım yeni bir güne. Bir bayram durgunluğu var İstanbul'un üzerinde. Martıların gergin çığlıkları eşliğinde balkona çıkıp bir sigara yakıyorum. Haliç'den gelen deniz havasını içime çekiyorum. Bir şehirdesin ki kimse seni tanımaz. Birden sen sokağı dönüyorsun balık pazarının köşesinden. Arkandan Hayalet Oğuz'un ruhu. Sımsıkı sarılıyorum sana. Her sarıldığımda ilk seferindeki gibi dünyayı kucaklıyorum sanki.

Hayalet Oğuz, 60'lı ve 70'li yıllarda İstanbul'da, bohem hayatının içinde önemli bir ad olarak yaşadı. İncecikti. Gerçek bir mülksüz ve malsızdı. Ne evi, ne de tek bir sandalyesi oldu; resmi dairelere girip çıkmadı; cebinde dolaştırdığı kitapları ya bir dostundan almıştı ya da biraz sonra bir başkasına verecekti. Çeviriler yaptı, birkaç şiir yazdı. Kara gözlüklerinin arkasından dünyayı ve çevresini izledi. İçki masalarının, edebiyat toplantılarının , caddelerin ve sokakların arasından geçip sessizce gitti. Ölümü ani oldu. Cenaze namazı Şişli Camii'nde kılındı. Avlu şık insanlarla doluydu. Bir Ramazan günüydü ve herkes sigara içiyordu. Hoca anons yaptı "Ramazan günü sigara içilir mi?" diye.


Mike Oldfield - Get To France

My Bloody Valentine - Swallow

0 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...